Çiğdem Onbey, Kırklareli Kayalı köyünde kurulan keçi çiftliğinde çalışmak üzere yaptığı başvurunun onaylanmasıyla, 2013 yılında eşi ve 3 çocuğu ile köye göç etti. Bir süre çalıştığı çiftlik, 2017’de çiftlik sahiplerinin aldığı kararla kapanması üzerine Çiğdem Onbey, çiftliği işletmek üzere sahiplerinden istedi. Banka kredisiyle büyükbaş hayvan alan Çiğdem Onbey, kısa sürede sürüsünü büyüttü.
Çiğdem Onbey, çiftlikteki hayvanlarına bakması için köyden bir kadını da istihdam etmektedir. Zaman zaman zorlandığını anlatan Çiğdem Onbey,
“Kadınsın yetişemiyorsun etrafta da çay isteyenler oluyor, yeri geliyor ocakta çalışıyor çay yapıyorum, yeri geliyor garsonluk yapıyorum. Yani her türlü her tarafa yetişmeye çalışıyorsun. Bir erkek gibi rahat olamıyorsun kahvehanede.” şeklinde konuştu.
Çiftlikte 55 büyükbaş hayvana bakan Çiğdem Onbey, 2022 yılında kapanan köy kahvehanesini işletmeye de talip oldu. Ön yargıları da yıktığını dile getiren Çiğdem Onbey,
“İlk başlarda kahveciliğe başladığımda yadırgayanlar oldu. Hani ‘kadından kahveci mi olur, bizlerde olmaz böyle şeyler’ dediler. Sonunda kahvehanede bir kadının olmasını yadırgayan herkes alıştı, kabullendi. Şimdi herkes takdir ediyor, sevilen bir insan olduk anlayacağınız,” ifadelerini kullandı.
“Bana ‘kahveci’ diyorlar bakıyorum, ‘Çiğdem’ diyorlar bakıyorum, ‘hanım ağa çay getir’, ‘hanım ağa bardak boşaldı’, ‘haydi be nerede kaldın’ diyorlar ama arada ‘hişt, pişt’ dediler mi kızıyorum. Kadın olunca kahvenin içinde erkekler de daha derli toplu oldu. Normalde bir kahvehanede izmariti sağa sola fırlatırlar ama burada öyle değil.” dedi gülümseyerek.
Çiğdem Onbey, işini severek yaptığını ve çok yoğun bir tempoda çalıştığını belirtti. Hayvancılık işinin normalde erkek işi olduğunu vurgulayan Çiğdem Onbey,
“Kaldırdığım balya, slaj, yem. Bir çuval yem 50 kilogram. Kadınsın erkeğe göre biraz naifiz. Anadolu kadınının, Yörüklerin getirdiği bir güç herhalde.” dedi.
Hayvanlarını çok sevdiğini ifade eden Çiğdem Onbey, her hayvanın bir ismi olduğunu da eklemeden geçmedi. Köyde “Hanımağa” olarak adlandırılan Çiğdem Onbey, hanımağa oluşunun hikayesini şöyle anlattı.
“Köyde aktif bir kadınım köydeki kadınlara nispeten. Bana bir bakıyorlar traktördeyim, bir bakıyorlar arabadayım, bir bakıyorlar bisiklet tepesindeyim en sonunda dediler ki sen ‘hanım ağa’ ol. Artık köy beni hanımağa diye çağırıyor. Şalvar tabii ki hayvanlara bakarken giydiğim bir şey, ojelerim de kadının gerektirdiği bakımım. Ojemi de sürerim, makyajımı da yaparım, yeri geldiğinde hanımefendi olmasını da bilirim, yeri geldiğinde bir köy kadını olmasını da.”
Köy yerinde çiftçiliğin, hayvan bakıcılığının sadece erkeklere has olmadığını, bir kadın istediğinde her işin ve zorluğun üstesinden gelebileceğinin canlı kanıtı Çiğdem Onbey. Yeter ki ne olmak istediğine karar ver.