Tokat seyahatinden izlenimler bir diyerek başlamak istiyorum yazıma…
Tokat’a ne zaman gitsem sanki ilk defa gidiyormuş gibi, yeni yerler keşfederim, sanki ilk defa görüyormuşum gibi, tekrar tekrar memleketime hayran olurum.
Diğer bir konuda, her gittiğimde bir önce gittiğimden daha gelişmiş, daha yenilenmiş, daha ilerlemiş, görürüm Tokat’ı
Bu gittiğimde İstanbul’da hayranlıkla takip ettiğim bir mekanı bir ortamı size anlatmak istiyorum.
650 yıllık tarihi han, Silk Road Museum Hotel Deveciler Hanını, nasıl anlatacağımı bilmeden anlatmak istiyorum.
Hanı anlatmak için nasıl kelimeler kullanabilirim diye düşünürken, nefesimin ciğerlerime sığmadığını hissettim, sıra dışı çok derin, kaybolmuş ve yeniden kendimi bulmuş gibi hissettiğim bir ortam dersem abartmış olmam inanın.
Tarih kokan her köşesi, modernize olmuş çağımıza uygun hale getirilmiş odaları, hala yüzyıllar öncesinin kokusunu taşıyor.
Hanın dokusu değişmeden bugünün lüks ve rahat ortamı sağlanmış, bu da orada ki çalışmaların nasıl titizlikle ve profesoynelce yürütüldüğünü gösteriyor.
Odalara ülkelerin şehirlerin ismi verilmiş, her memleketten her şehirden misafirler kendilerini oraya ait hissetmeleri için yapılmış bir çalışma gibi geldi ve gerçekten başarılı bir çalışma olmuş.
Tarihin izlerini han’ın her noktasında hissederken, modern yaşam alanlarının da harmanlanması kullanılan her taşın her malzemenin son terece titizlikle seçilmiş olması, Tokat’a Tokatlıya yapılan bir saygı göstergesi gibi düşündüm, bir vefa bir memleket sevdası gibi geldi bana…
Diğer taraftan Silk Road Museum Hotel Deveciler Hanın mutfağı çok ilgi çekici geldi, Tokat mutfağı dışında dünya mutfağı Türkiye ve Dünya mutfağına hakim aşçılar ve eğitimli personeli gerçekten Tokat’da bir ilk izlenimi verdi.
Burada özellikle Ayhan Kalender bey ve ekibini yürekten kutlamak istiyorum ve Silk Road Museum Hotel Deveciler Hanı kendi ağzından dinleyerek tanımanın daha iyi olacağını düşündüğüm için ayak üstü çektiğimiz videoyu burada paylaşmak istiyorum iyi seyirler.
