Her geçen gün giden canlara bir yenisi ekleniyor. Bizler de ülke olarak, insanlar olarak bu duruma çok çubuk adapte olup hemen kabullenir olduk. Nasıl olur da bu kadar normalleşebilir bu durum hiç aklım almıyor.
Şuleler, Ayşeler, Fatmalar, Narinler, Ahmetler, Mehmetler ne fark eder hepsi insan hepsi can…
Bunun yanı sıra katledilen hayvanlar var. Yine normalleşme yolunda her şey. İnanın bedenim, vicdanım, vücudumun her zerresi ağrıyor, sızlıyor. Asla alışabileceğim bir durum değil. Bu kadar canlar ölüp yok olurken, hiç azalma, gerileme yok. Bitmiyor yine devam ediyor. Haberleri açıp baktığımda ilk haber, öldürülmüş eşler, anneler evlatlar. Daha bilmediklerimiz görmediğimiz giden o kadar can var ki bu duyduklarımız duymadıklarımızın yanında çerez kalıyor.
İnsanlığımız bitti,
Komşuluğumuz bitti,
Dostluğumuz bitti,
Her şeyimizi elimizden aldılar. Böyle giderse elimizde hiçbir değer, gelenek, görenek kalmayacağından da emin olabiliriz. Bir vicdan muhasebesi yapın lütfen. Yeni nesil gençlerimiz, evlatlarımız maalesef çok kötü bir zamana denk geldiler. Çoğunun psikolojisi bozuk. Nedenine gelecek olursak istedikleri gibi işleri yok, istedikleri gibi aşkları yok. Çünkü artık insanların birbirine güveni yok. Bizi maalesef bu hale getirdiler. Bu ülkede bu yasalar ne zaman ve nasıl düzelecek hiç bilmiyorum. Başa geçenler asla ikinci sıraya girmiyor her şeyi ben bilirim yapıp sürekli kendi fikirleriyle hareket ettikçe bir arpa boyu yol alamıyoruz.
Sağlık sıkıntılı, adalet sıkıntılı, eğitim sıkıntılı, güvenlik sıkıntılı… Sıkıntılar maalesef saymakla bitmiyor. Bunlar sadece birkaç tanesi, yazık bizim ülkemize. Hâlbuki çok güzel bir coğrafyada yaşıyoruz topraklarımız verimli, madenlerimiz verimli, hayvancılık verimli tarım verimli. Fakat dışarıya çalışıyoruz ülkemiz aç ve sefilken. Yeter ki kimse mevkiini makamını, sandalyesini kaybetmesin. Halk açmış tokmuş kimsenin umurunda değil. Cezaların yeterince uygulanmadığından, hapse girmeden çıkanlar, ölüp giden canlar kimsenin umurunda değil. Umurunda da olmayacak… Sadece keseyi düşünüyorlar, nasıl doldurup boşaltırız diye.
Bu güzel insanları, bu güzel vatanı nasıl bu hale getirdiniz inanılması çok güç ve çok acı. Artık öyle bir hale geldik ki kimse kimseye güvenemez oldu birbirimize git gide yabancılaşıyoruz.
Küçük bir kesim rahat yaşasınlar, cüzdanları dolsun, rahat hayatlar sürsünler diye büyük bir kesim canlarından oluyorlar. ‘Ben mutlu olayım her istediğimi alayım sana ne olursa olsun bana ne!’ deyip beyaz bayrağı çekmek çok güzeldir herhalde. Sorumluluk yok vatan sahipliği yok düşünce ve duygu yok hak edilen ceza yok.
Hal böyle olunca da insan, hayvan, çocuk, doğa katliamı da kol geziyor bu ülkede. Onlar için bu durum çok normal. Çünkü herkes başına buyruk yaşıyor kimsenin kimseye ne saygısı ne sevgisi var. Tahammül derseniz hiç yok.
Memleket dingonun ahırına dönmüş durumda. Kırk yamalı esvap misali neresini yamayacağımızı şaşırmış haldeyiz…