Salih Cengiz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Edebiyat
  4. ÖRGÜTLÜ TOPLUM OLMAK

ÖRGÜTLÜ TOPLUM OLMAK

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Gelişen dünyamızda ülkemizin özgür, çağdaş ve demokratik ülkeler arasında yer alabilmesi için gelişmiş sivil toplum örgütlerine gereksinim olduğu bir gerçektir.

Batı ülkelerinde özellikle Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de katılımcı demokrasiyi geliştirmek için gönüllü bireylerin bir araya gelerek sivil toplum örgütlerine katılmaları büyük önem arz etmektedir.

İnsanların beslenme, giyinme, barınma, eğitim gibi temel ihtiyaçlarının yanında başarılı olma, dayanışma, yardımlaşma, güç ve takdir edilme gibi sosyal gereksinimleri vardır. İşte bireyler bu gereksinimleri yerine getirmek, kendilerini kanıtlayabilmek için sivil toplum örgütlerine katılarak yararlı işler yapabilirler. Sendikalar, dernekler, siyasi parti örgütleri, çeşitli yardım kuruluşları, meslek örgütleri vs. gibi kuruluşlar birer sivil toplum örgütü olup amaçları halkın gelişmesine, insan haklarına ve doğaya, canlı hayatına sahip çıkarak toplumun demokratikleşmesine yardımcı olmaktır. Örgütlü toplum sessiz çoğunluğun sesi, demokrasinin temelidir. Halkın yararına olan konularda ortak tavır, eylem ve görüş bildirirler.

Bir ülkede örgütlenme ne kadar gelişmiş ise demokrasi de bir o kadar güçlenmiş demektir. Avrupa’da her üç gençten biri mutlaka bir sivil toplum örgütüne üyedir. Bu gençler girdikleri örgütlerde yeteneklerine ve bilgilerine göre tartışırlar, kendilerini ifade ederler, fikirlerini savunurlar. Sonuçta ortak ve doğru bir karar alarak topluma yön verirler.

Toplum yararına çalıştıkları bilinen bu örgütlerden birisi de amacı 5253 sayılı yasada belirtilen dernekler birer sivil toplum örgütü olarak bilinmekte olup çoğunluğunu köy, kasaba ve mahalle dernekleri oluşturmaktadır. Türkiye’de Eylül 2024 tarihine göre 100.943 dernek vardır. Bu dernekleri çoğu ne yazık ki amacından uzak ancak birkaç kişinin ve küçük bir azınlığın istek ve arzularını yerine getirmekten başka yapabildikleri bir şey yoktur. Kapılarına astıkları birer tabela ile kahvehane veya kulüp görüntüsünden ileriye gitmemektedir. (Amacına uygun çalışan az sayıdaki dernekleri tenzih ederim). Dernekçilik; senede bir gün piknik düzenlemek, üyelerine şirin görünmek için parasını üyeye ödettirildiği kahvaltılar düzenlemek de değildir.

Sayıları azınlıkta olan bazı dernekler ise toplumlarının sorunlarını çözmek için zaman zaman çeşitli etkinliklerde bulundukları, doğaya ve hayvanlara sahip çıktıkları ve yoksul ailelere yardım, başarılı olan öğrencilere burs gibi insani yardımların yanında kendi köy ve kasabalarını, mahallelerini geliştirip güzelleştirmek için yararlı çalışmalar yaptıkları da gözlenmektedir. Bu tür derneklerin sayısının hızla artması ve devlet tarafından desteklenmesi önem arz etmektedir. Var olan dernekler yasası değiştirilmeli, çıkarılacak kapsamlı bir yasa ile bu örgütlerin çalışma alanları yeniden belirlenmelidir. Başarılı olanlara ve amacını gerçekleştiren derneklere devlet tarafından kesinlikle maddi destek sağlanmalıdır. Başarılı olan bu örgütler yazılı ve görsel basın tarafından yaptıkları örnek çalışmalar sessiz çoğunluğa iletilmeli, halk bilgilendirilmelidir.

Sonuç olarak; bu örgütler, halkların özgürleşmesinde ve dayanışma içinde demokratikleşmesinde batı ülkelerini örnek alarak yeniden yapılandırılmalıdır. STK’lar demokrasinin asla vazgeçilemeyen birer unsurudur. Bu konuda yazarlara, çizerlere, şairlere, gazetecilere, kendini “aydın” olarak niteleyen eğitimciler ve sanatın herhangi bir dalı ile uğraşan herkese çok iş düşmektedir. Artık “YAZARI ÇOK, OKUYANI AZ” olan bir toplum olmak yerine gelişmiş batı kültürünü kendi kültürü ile bütünleştiren; sanatına, sanatçısına, yazarına, çizerine sahip çıkan bir toplum olmanın –çok geç kalsak da- yollarını aramalıyız.

SALİH CENGİZ

EĞİTİMCİ-YAZAR

Üçgen Yayıncılık Editörü

salihcengiz@hotmail.com.tr

slhcngz51@gmail.com.

salihcengiz@ucgenyayincilik.com

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 3 Ocak 2025, 11:16

    Kapitalist ideoloji insanları üretimden toplumsallıktan uzaklaştırıp bireysel yönelimlere itiyor .Herkesin can derdine düştüğü şu ortamda toplum örgütlülüğü tek çıkış yol olarak gözüküyor .Onun da yolları dolu engel .Bu engeller de sevgili abim gibi aydın yürekli insanlarla aşılabilir ancak .Yeni uğraşınızda başarı diliyorum.Keyifle okudum .Nice güzel paylaşımlar dileğiyle

Giriş Yap

Yeni Odak Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!