Sessiz Çığlıkların Ülkesi Olmayalım
Her yıl binlerce kadın, ismini dahi duyamadığımız karanlık köşelerin sessizliğine gömülüyor. Oysa her biri birer hayat… Bir zamanlar gülüşleriyle dünyayı renklendiren, umutlarıyla göğe yol çizen kadınlar. Şimdi birer sayı, birer haber başlığı, birer istatistik… Belki de en acısı bu: Hayatların giderek “alışılan” birer trajediye dönüşmesi.
Kadına yöneltilen şiddet, yalnızca bir tokadın, bir yumruğun, bir küfrün, bir tehdidin adı değil; bir toplumun vicdanının çürümeye yüz tutuşunun gizli ilanı. Biz susarsak, biz görmezden gelirsek, biz “aman karışmayalım” dersek… O çürüme hepimizi içine alacak kadar büyüyecek.
Çünkü unutmayalım:
Şiddete uğrayan bir kadın yalnız değildir ama yalnız bırakılmıştır.
Korktuğu için susar, susturulduğu için titrer, titrediği için hayatı dar gelir. Bir kadın “Korkuyorum” dediğinde, bir diğeri “Ben de yaşadım” diye fısıldıyorsa, milyonlarca kişilik toplumun sessizliği işte tam da burada başlar.
Oysa kadına yönelen her şiddet, insanlık onuruna saplanan bir bıçaktır. Bir çocuğun annesini ağlarken görmesidir; bir gencin sevginin ne olmadığını “evde” öğrenmesidir. Bir neslin yaralı büyümesidir.
Peki biz ne yapıyoruz?
Bazen sadece bakıyoruz.
Bazen duyuyoruz ama dinlemiyoruz.
Bazen biliyoruz ama konuşmuyoruz.
Bazen de “bizlik bir şey yok” deyip geçiyoruz.
Oysa var.
Birimizin sesi, bir diğerinin can simidi olabilir.
Birimizin tanıklığı, bir başka hayatı kurtarabilir.
Birimizin cesareti, bir kadının kaderini yeniden yazabilir.
Bir kadının gözyaşı, bir toplumun utancıdır.
Bu utancı taşımak istemiyorsak; sokakta, evde, işte, sosyal medyada, kısacası hayatın her alanında şiddetin karşısında dimdik durmayı öğrenmeliyiz.
Bugün bir kadının daha “Ben ölmek istemiyorum” diye haykırmasına izin vermeyelim.
Bugün bir çocuğun daha “Anneme ne olur zarar vermeyin” diye gözyaşı dökmesine kayıtsız kalmayalım.
Bugün, bir kadın daha sessizliğe gömülmeden biz konuşalım.
Kadına karşı şiddete hayır demek yetmez
Onunla mücadele etmek,
önlemek,
dur demek,
engellemek,
ve en önemlisi insan olmak gerekir.
Unutmayalım:
Bir toplum kadınlarının güvenliği ve mutluluğu kadar insandır.
Ve biz…
Artık sessiz çığlıkların ülkesi olmak istemiyoruz.
Sevgili canfiye yaşa yazınız hayatımızın özeti, kaleminize, yüreğinize sağlık
Yüreğine kalemine sağlık ablam ne güzel özetlemişsin
Kaleminize sağlık
Maalesef biz kadınlar sessiz kaldıkça böyle devam edecek. Eğitim şart hangi yaşta olunursa olunsun öncelikle evde başlıyor anne babadan başlıyor kız evlatlarına değerlilik hissi ileriki yaşlarda cesaretli olmalarını sağlıyor. Güçlü kadın güçlü toplum tabii dayanışma birlik beraberlik te önemli unsur.
Sevgilerimle 🙏
Güzel yazınız icin elinize yüreğinize sağlık. Kadınlar ölmesin sevmiyorsanız bırakın ama zarar vermeyin😟