Erdem Kaya
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Edebiyat
  4. BÜYÜK ŞEHRİN BÜYÜK DERTLERİ

BÜYÜK ŞEHRİN BÜYÜK DERTLERİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

BÜYÜK ŞEHRİN BÜYÜK DERTLERİ

Ah şu büyük şehirler!

İnsanı cezbeder.

Büyük caddeler, renkli ışıklar, gökdelenler, plazalar insanları adeta büyüler. Büyük alışveriş merkezleri, marketler, mağazalar, gezilecek bir sürü yer. Büyük şehirlerde yaşamak, her şeye kolayca ulaşabilmek adına güzeldir. Onun içindir ki özellikle gençler büyük şehirlerde yaşamayı istemektedir.

Neden istemesinler ki?

Büyük okullar, spor merkezleri, sanat merkezleri, eğlence mekânları hepsi büyük şehirlerde. Gençler buralara daha kolay ulaşabilmektedir. Hele de cebinde parası olan için her şeye ulaşmak çok kolay. Diyeceksiniz ki Erdem Hocam bu yazınız önceki yazınızın devamı mı? Değil tabi ki. Bu yazım farklı bir konuyu içermektedir, hepimizin büyük derdine dikkat çekmek istedim. Neye mi?

Tabi ki Trafik…

Eeee! Büyük şehirde yaşamak güzel güzel ama her güzelliğinde bir bedeli var tabi. Büyük şehirlerde trafik öyle bir hal aldı ki, insanların zamanının büyük bölümü trafik yüzünden yollarda geçmekte. Bu da insanlarda stres, saldırganlık, hırçınlık bencillik yaratmakta. Artık kimse kimseye gereken saygıyı göstermez oldu. Hepimiz bu durumdan şikâyetçi ama ne yazık ki şikâyet ettiklerimizin hepsini kendimizde yapmaktayız. Özellikle İstanbul’da yaşıyorsanız, araç kullanıyorsanız çelik gibi bir sabra sahip olmalısınız. Hatalı sollamalar, ters yönden gelmeler, park edilmemesi gereken yerlere park etmek, dönülmesi yasak yerden dönmek, kırmızı ışık ve hız ihlali artık sıradanlaştı. Özellikle mahalle araları kuralları
çiğnemenin en rahat olduğu yerler. Polis yok, kamera yok, kurallara uyacak irade yok.
Aslında yaşadığımız şehri cehenneme çeviriyoruz. Kendimizi hasta ediyoruz.
Yetkililer sürekli çözüm bulacaklarını söyleyip duruyorlar ama bunlar sadece sözde kalıyor.
Aslında çözümler çok kolay. Birkaç hamle bile trafik yoğunluğunu azaltabilir.

Nasıl mı?

*Önce herkesin kurallara uyması için cezaların artırılması gerek.

*İki adım öteye araçla gitmekten vazgeçmeliyiz. Yürümeyi unuttuk.

*Kilit noktalarda kamera, trafiğin yoğun saatlerinde de mutlaka polisler görev almalıdır. *Büyük araçların sokaklara, mahallelere parkı yasaklanmalı, özel park alanları tahsis edilmeli.

*Trafiği yoğunlaştıracak noktalara, parkı olmayan yerlere kafe, lokanta, iş yeri ruhsatı verilmemeli.

*Büyük binaların ve plazaların iş yeri olarak kiraya verilen otoparkları derhal boşaltılıp eski haline getirilmeli, araç parkı olarak kullanılmalı.

*Ters yön ihlali için kapanlar konmalı.

*İş yerlerinin yol kenarlarında ve sokaklarda dubalarla park yeri ihlalleri yasaklanmalı.
Benim küçük önerilerim bunlar, belediyelerin ve karayollarının mühendislik çözümleri elbette vardır. Kavşak, köprü çalışmaları yapmaktalar ama yukarıda belirttiğim küçük noktaları çözmedikten sonra ne yaparsanız yapın çözüme ulaşılmaz. Çünkü çözüm küçük detaylarda saklı olabilir. En büyük çözüm kaynağı, insanların birbirine olan saygısını yeniden kazanabilmesi bunu da yaşama yansıtabilmesidir. Özellikle araç kullanırken insanların içindeki saygısızlık bencillik uyanıyor, uyanmak demek az gelir hortluyor da diyebiliriz.

Herkes kendini bir sorgulasın, özellikle bu yazıyı okuyan sizlerden bunu rica ediyorum. Trafikte yaptığınız hataları düşünün, araç kullanırken kendinizi bir gözden geçirin. Mükemmel diye düşünüyorsanız, ben kurallara uyuyorum diye düşünüyorsanız göreceksiniz ki sizin de yapmış olduğunu birçok hata ortaya çıkacaktır.

Hatalarımızla yüzleşmek trafik yoğunluğuna engel olmak, katkı sağlamak için attığımız küçük bir adım olacaktır. Bu adımı küçümsemeyin, hepimiz bunu yaparsak toplumsal bir adım atmış oluruz. Yapılan hatalar hepimizi etkiliyor değil mi? Bizim yaptıklarımızda başkalarını etkilemekte. Yeri geldiğinde kul hakkı diyoruz ama trafikte hakkını yediğimiz kulları düşünmüyoruz. Mesela çok şeritli yoldan tek şeritli yola gireceğiz, en arkadaki aracın arkasına girmemiz gerekirken gaza basıyor en ön den girmeye çalışıyoruz. Bunu yapan araç sahibi çok olunca bir de bakıyorsunuz tek şeritli yolun girişinde üç şerit oluşmuş, aracın burnunu sokan giriyor. Böyle olunca trafik yoğunluğuna katkı
sunmuş olmuyor muyuz? Kaos yaratmış olmuyor muyuz? Eee! Nerde kaldı kul hakkı? Arkada bekleyenlerin hakkı? Birde en büyük hatalarımızdan biriside sinyalleri kullanmıyor olmamız. Arkadaş o sinyali boş yere mi takmışlar? Araçlarınızda ki şu sinyali kullanın be arkadaş, kullanın, kullanın ki ne yapacağınızı bilelim. Pat diye diğer aracın önüne giriyorsunuz, ya da aniden dönüş yaparak hem kendi hem de başkalarının
hayatını tehlikeye sokuyorsunuz. Kaza videolarını izlediğinizde kazaların % 70‘nin sinyal kullanılmadığından kaynaklanmaktadır. Kimse ben bunu yapmıyorum demesin, hiç inandırıcı olmuyor çünkü önümde sinyal vermeden şerit değişenlerden birisi sizde olabilirsiniz. Belki sinyal vermeden pat diye önünüze giren araç benim aracım olabilir.

Ben hata yapmıyorum diyemiyorum, kendimden o kadar emin konuşamıyorum ama elimden geldiğince kurallara uymaya çalışıyorum. Gelin şu kurallara hep beraber uymaya çalışalım, bizden başka insanlarında hakkının olduğunu unutmayalım. Önce kendimizi sonra çevremizi düzeltelim. Hiç kimse mükemmel değildir…

Erdem KAYA 30 09 2024
Tiyatrocu Yazar
erdemkaya.gonulsesi@hotmail.com

 

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Modern şehir hayatı, özellikle büyük şehirlerde, bir yandan fırsatlar ve kolaylıklar sunarken, diğer yandan insanları daha stresli, sabırsız ve bencil hale getiriyor. Trafik gibi bir konuda dahi küçük bir saygı göstermek bile toplumsal düzeni büyük ölçüde iyileştirebilir. Ancak bu, sadece bireysel farkındalıkla değil, aynı zamanda sistematik bir disiplinle desteklenmeli. Yani hem bireyler hem de yetkililer çözümün parçası olmalı.

  2. 6 Ekim 2024, 19:57

    Emeğinize sağlık hocam. Dün bu trafik yüzünden gideceğimiz yeri iptal edip geri döndük cezaların artırılması gerekiyor gerçekten.

Giriş Yap

Yeni Odak Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!