Gülhan Teke Genç
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Her Ülkenin Zencisi

Her Ülkenin Zencisi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

ABD’nin Minneapolis kentinde, 25 Mayıs akşamı George Floyd isimli 46 yaşındaki siyahi Amerikalının, gözaltına alınırken,polis tarafından orantısız güç kullanımı sonucu hayatını kaybetmesi, aylardır Kovid-19 salgınıyla mücadele eden ülkede, freni patlamış kamyon misali,olayların bir anda çığırından çıkmasına sebep oldu. Floyd’un dakikalarca nefes alamıyorum yalvarışına rağmen, dizini boynundan çekmeyerek, ölmesine sebebiyet veren polis memuru, Floyd’un suç dosyasının arkasına sığındı. Lakin siyahi toplum geçmişten beri her seferinde kendilerine uygulanan bu ayrımcılığa artık dur demek ve olabildiğince sesini duyurmak istiyordu. Olaylar her gün daha da büyüdü, yeni ölümler yaşandı, ülkede yer yerinden oynadı. Peki neden yaşanıyordu bunca kaos?

Yaklaşık beş milyar yıldır kendi ekseninde ve güneşin etrafında dönüp durmakta yaşlı dünyamız. Büyük patlamanın ardından şöyle bir sarsılıp kendine gelmesi epeyce uzun sürmüş. 195.000 yıl önce de ilk insanların var olmaya başladığı arkeolojik kazılarla ispatlanmıştır. Kendi rutininde nazlı bir gelin gibi dönüp dururken biz insanların var olmasıyla dünyadaki diğer yaşamların da alt üst olma süreci başlamış oldu. İnsanoğlu sadece doğaya, hayvanlara, bitkilere değil kendi hem cinslerine de dünyayı dar etmeyi başardı geçip giden bu yüz yıllar içinde. ‘Siyasi Erki’ kim eline geçirmişse; zayıf olanı ezmiş, hor görmüş, çoluk çocuk, kadın demeden işkence etmekten zevk almış. Nedendir bilinmez, beyaz tenli insanlar, Kızılderili, siyahi hatta sarı tenli insanlardan kendilerini daha üstün görmektedirler. Amerika’nın keşfiyle önce Kızılderililer yurtlarından sürgün edilip öldürüldüler, akabinde Afrika kökenli insanlar Amerika’ya getirilip köle edildiler. Daha elli yıl öncesine kadar odaları, yemek masaları, restoranları, kiliseleri, okulları, kütüphaneleri hatta tuvaletleri bile ayrıydı siyahî insanların. Herkesin ismini duyduğunu düşündüğüm ve kulaklarımızda hala yankılanan ‘Benim bir hayalim var dostlarım’ diye başlayan Martin Luther King, siyahi hakları için mücadele ederken bir suikast sonucu öldürülmüştür. Oysa konuşmasının sonunu şöyle bitirmektedir Martin Luther King;

“Özgürlüğün yankılanmasını sağladığımızda, her kasabadan ve köyden, her eyaletten ve kentten özgürlüğün yankısını duyduğumuzda, o gün yakın demektir ve o gün Allah’ın bütün kulları, siyahlar ve beyazlar, Yahudiler, Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Budistler el ele tutuşup siyahların eski bir ilâhîsini söyleyecekler:

Sonunda özgürüz! Sonunda özgürüz!

Şükürler olsun Ya Rabbim!

Sonunda hepimiz özgürüz!

 

2016 yılı yapımı olan yönetmeniTheodore Melfi ve oyuncuları Taraji P. HensonOctavia SpencerJanelle Monáe olan “Gizli Sayılar”siyahi insanların nasıl bir özgürlük ve hak mücadelesi verdiğini anlatan çok güzel bir film ve izlemediyseniz mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

21 yüzyıldayız ve teknoloji çağındayız. Lakin her ne kadar eziyetin ve işkencenin şekli değişmişse de güçlünün güçsüze ezasında bir değişiklik olmadı.

Amerika’da bu olaylar yaşanırken bir radyo kanalında bu olaylar üzerine yorum yapan spiker ‘her ülkenin zencisi var’ diye bir cümle kurdu. Evet, teninin rengi siyah olmasa bile her ülkenin kendi içinde, ezdiği, hor gördüğü, ikinci sınıf saydığı birileri vardı. Bizim ülkemize baktığımda, bir değil birkaç zencimizin olduğunu düşünüyorum. En başta son elli yıla baktığımızda zencilikte ilk sırada Kürtlerin olduğunu görüyoruz. Kurtuluş Savaşında dedelerimiz yan yana, omuz omuza mücadele vermemiş gibi kırk yıldır her Kürtün terörist olduğu ve bastırılmaları gerektiği gibi bir imaj yaratıldı. Aslında sebepler sonuçları, sonuçlar da yeni sebepleri doğurdu. Kan davası gibi, zincirleme trafik kazası gibi karşılıklı hatalar hataları doğurdu. İki tarafta birbirine düşman haline geldi. Tabi bunda iki tarafın siyasilerinin kullandığı dil de çok etken oldu. Tam acılarımız, yaşam kavgamız bizi birbirimize yaklaştırdı dediğimiz anda, Sakarya’da yaşanan olayla, bir kez daha bazılarının ruhunun hala ne kadar kirli olduğunu anlamış olduk. Her ne kadar olayın neden kaynaklandığını bilmesek bile mevsimlik işçi olarak çalışmaya geldiği bir ilde, bir kadın kucağında çocuğuyla darp edildi. Biz bir kere daha insanlığımızdan utandık, kıyamet kopsun istedik.

Ülkemizdeki ikinci sıradaki zenciler ise Alevilerdir. Aleviler asırlardır bu topraklarda hep ikinci sınıf vatandaş olmuşlardır. Pir Sultan Abdal olarak asılmış, Nesimi olarak derisi yüzülmüş, Sivas’ta, Maraş’ta yakılmıştır. Bugün bile bir takım karanlık şahıslar zaman zaman Alevilerin kapılarına çarpılar koymakta, tehditler savurmaktadır. Vergisini versin, askere gitsin, ne iş verilirse yapsınlar ama asla hak talep etmesinler, yüksek mevkilere gelmesinler, maraba misali yaşayıp gitsinler istenir. Çok çalışkan ve barışçıl olmalarına rağmen, yazılı sınavları geçerler fakat iş mülakata gelince saçma sapan sorularla elemeyi başarırlar. Liyakatle ilerlemelerine engel olacak her türlü engel itinayla bulunup, çıkarılır…

Her ülkenin zencisi var da toplulukların, şehirlerin, mahallelerin, okulların hatta aile fertlerinin yok mu? Olmaz mı?

En başta dediğim gibi güç kimin elindeyse en zayıf halka ya da en mazlum görülen o topluluğun zencisi olur. Dolayısıyla bir zaman sonra son damla ile bardak taşınca, topluluğun birimi ne kadar küçük olursa olsun özgürlük ve eşitlik sesleri yükselmeye başlıyor. Elde edebilirler mi bilmiyorum ama kalbimizden geçen Martin Luther King’in hayali gibi sonunda hepimizin eşit ve özgür olduğu bir dünya…

 

 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 18 Ekim 2024, 00:51

    Tebrikler, eşit adaletli özgür bir Dünya dileğiyle..

    Cevapla
Giriş Yap

Yeni Odak Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!