Son günlerde, gündemin kalabalığı ve yaşatılan her şeyin tutarsızlığı ile öyle bir boğuşuyoruz ki, ruh halimiz artık ne hissedeceğini şaşırdı desek yeridir.
Neye üzülsek, neye sinirlensek? Bilemedik…
Her sabah acaba bugün neyle karşılaşacağız, neye kızacağız, neye üzüleceğiz? Diyerek uyanır olduk.
Lakin her ne yaşarsak yaşayalım, ölümden gayrısı geçici bunuda biliyoruz.
Yaşatılan acılar haksızlıklar her ne kadar travmalar yapsada ruhumuzda, toplum bu günlerin geçeceğini çok iyi biliyor.
Bu ülke neler gördü neler, ne geçmedi ki, değişmeyen sadece yaşanılan haksızlıklar değil mi?
Türkiye’de tüm insanlar pür dikkat gündemi takip ediyor ve biliyor ben bugün yazımda Tokat STK larını az yazayım istedim epey oldu STK lar hakkında pek yazmayalı biraz kırgın birazda manasız geliyordu yazmak.
Ne zaman yazmaya kalksam adil olma adına kalemim hep gerçeği yazdı, zamanda bu gerçekleri gösterdi, yazmaya da devam edecek, bunda sorun yok ama toplum olarak eleştiriye kapalıyız, kırgınlıklarımızı bile yazmamamız gerekiyor az eleştirince bir siper alınıyor ki, şaşırıyorsunuz öyle anlar oluyor ki, kırmızı çizgi ilan eden bile oluyor hadleri olmadan.
Eskiden çok kızar dertlenirdim ama artık pek kızmıyorum, demek diyorum iyi ve yerinde yazıyorum ki, dönüşler bana böyle oluyor, çünkü sesi yüksek kimin çıkarsa bilin ki, ateşte orada yanıyordur.
Bu sene STK lar da kurultaylar peş peşe yapılmaya başlandı özellikle federasyon kurultayları her sene olduğu gibi heyecanlı başlıyor.
Federasyonlar bana göre küçük siyaset adaları, çünkü federasyonlar hitap ettiği Halkın sesi ve care otağı olmalı aynı siyaset gibi…
Buda Tokat için çok önem teşkil ediyor, siyasette bizlerinde yeri olmasını sağlıyor, her ne kadar Tokatlılar siyasette istediği başarıya ulaşamasada, Federasyonlarda pişen yetişen Tokatlılar gelecekte siyaset içinde olup Tokat’ı temsil edecek tecrübeye sahip olacaklarını inanıyorum.
Federasyonlar siyasetin küçük adası desemde aslında öncelikle bulundukları kurumu yüceltip sonra siyaset yapmaları gerektiğini ve hangi STK olursa olsun hiçbir zaman bir siyasi gücün bahçesi olmaması gerektiğini düşünüyorum.
STK lar içinde bireysel isteyen tabiki siyaset yapabilir ama bu kurum adı altında olmamalı.
Bu ay içinde birçok Federasyon kurultayını yaptı yapacak mesela geçen hafta ALMUS federasyonu kurultayını yaptı, erkek egemen bir yönetimle kazanan mutlu, kazanmayan acabalarla kurultaylarlarını bitirdiler.
Bu hafta TOKDEF kurultayını yapacak iki adayları var ikiside iyi insanlar topluma mal olmuş, toplum için emek vermiş insanlar, her ne kadar eleştiriye açık olmayanlar olsada yapılan emeğide yok sayamayız.
Bu arada TOKDEF de bende köyüm adına delegeyim bunuda burada yazmadan duramayacağım, delege olmam adaletimden birşey eksik etmeyecek, yapılan emeği yapılacak emeğide göz önünde bulunduracağıma eminim.
Şahsi kırgınlıklarımı kenara bırakıp köyümü iyi temsil edeceğime inanıyorum.
Burada Hazreti Ali’nin başından geçen bir hikayeyi anlatmak istiyorum eminim hepimiz biliyoruzdur ama yinede tamda buraya yakışacak bir hikaye olduğunu düşünüyorum…
Allah’ın aslanı Hz. Ali bir savaş esnasında düşmanı olan yiğitle epeyce vuruşarak sonunda onu yere yıkıp öldürmek üzereyken, o düşman askeri Hz. Ali’nin mübarek yüzüne tükürdü. Bunun üzerine Hz. Ali düşmanını bırakarak ayağa kalktı:
– “Yürü git, seni öldürmekten vazgeçtim, serbestsin” dedi.
Savaşçı bu duruma şaştı:
-”Beni alt edip öldürmek üzereyken neden vazgeçtin. Seni ne alıkoydu?” diye sordu.
Hz. Ali cevap verip şöyle dedi:
- “Ben seninle Allah yolunda ve sırf Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için savaşıyordum ve onun için seni öldürecektim. Sen yüzüme tükürünce öfkelendim, sana kızdım. Eğer o an öldürseydim, sana olan kızgınlığımdan dolayı bunu yapmış olacaktım. Yani seni Allah rızası için değil de kendi nefsim için öldürmüş olacaktım. İşte bu düşünceyle seni serbest bıraktım.”
Bu hikaye her zaman hoşuma gitmiş ve bana çok şey öğretmiştir, adaletimde bundandır belki, kendime yapılan her haksızlık kendi savaşım olarak kaldı, konu toplumsal fayda ise ve insanlık için önemli bir noktadaysa kendi nefsimi her zaman susturmayı bildim.
Umuyorum ki, adaletli hak edenin ve kadının da adının olduğu bir yönetim kazanır ve memleketimiz için hizmet etmeye devam ederler.
STK lar gönül işidir, bazıları her ne kadar siyasete giden yol gibi görsede zor iştir, emek ister, fedakarlık ister, zaman ister, o yüzden yapılan herşey bazıların hoşuna gitmesede bende içinde olmak üzere yanlışı görüp eleştirsekte kolay iş değildir STK larda yönetici olmak başkan olmak bir toplumu temsil etmek zor iştir.
O yüzden daha objektif bakarak bu yazımda ki ince latifeleri dikkate alarak okumanızı isterim.
Unutmayın güneşi saklamıyorsa gökyüzü bizden önce birileri bedel ödediği den der şair.
STK larımız federasyonlarımız bugün bu kadar güçlü ve ses getiriyorsa ve birilerinin yüreğine dokunuyorsa emin olun bugüne kadar emek veren hadda benim eleştirdiğim başkan ve yönetimlerinin özverisiyle olmuştur.
