Olmazsa olmazımız demokrasimizdir. Zira bizi özgür kılan hürriyet kanadımız onun sağladığı kazanımlardır. Öyleyse anlayış sahibi olarak bunları geliştirmeliyiz. Aksi halde kazanımları kaybedeceğiz. Kaybettiğimiz nefes aldığımız TV kanallarında ısrarla penguen film gösteriminde subliminimal algı düşünülmüş olabilir mi? Buna kafa yoruyorum: Penguen uçmaz(!) Ya yaşamsal haklar, demokratik haklarımız… Bunları hukuki bir zemine bağlayan DEMOKRASİMİZ.
Göremediğimiz, bilmediğimiz, dokunamadığımız, hissetmediğimiz, yaşayamadığımız bir kavrama mı döndürülüyor? Kanatlarımız kırılmak mı isteniyor? O özgür bireye alan tanıyan demokrasi
Ne menem bir şeydir adı var da kendisi yoktur. Birçok soru bu kanatsız demokrasiye dair oluşur durur yüreğimizde. O
yenilebilir mi, içilebilir mi? Hava mı, su mu? Yoksa hür kuşlar misali uçabileceğimiz gökyüzü mü? Yoksa düşük emekli maaşım mı? Alım gücünün düşüklüğü mü, enflasyon mu? Dileyen güç sahibi herkesin herşeyi rahatlıkla yapabileceği, güce tapınma mı olmuş? Güçlü diline dolamışsa o demokrasiyi kendinin ayakta kalabilmesinin oyununu mu kuruyor? Ya da kendinin belirlediği sistemin adı mı edilmiş?
Penguen işte yani. Belki karanlık denizlerde saklana saklana yaşıyor da günyüzü yok. Ya uçsuz bucaksız semada hürce uçabilmek: O hayal bile edilemez. Kanat yok.
Ya bunun bir de İLERİ DEMOKRASİ’si var mı acaba? Hani sisli havayı seven cinsinden aç kurda imkan sağlayıcı kurallar yaratılmış olabilir mi? Bir de sis dedim de: SİSİ var ya hani SİSİ demokrasisi. O mu acaba
ileri demokrasi örnekle mi? İnkar ve reddin ardından ona doğru gidişten bir demokrasi öğüdü mü alındı?
Sistemi yönetenler dışında haklar manzumesinden bahsedilmeyen bir düzen midir kurulan? Karşıt herkese istediği gibi dokunabilen güçlü otokratlar dönemi mi bu ileri demokrasi? İleri lafzı irrite edici illet demokrasisine dönebilir mi? İtiraza karşı ne kadar ileri gidebileceğini pervasızca uygulama hukuku mudur bunlar? Bir ileri bir geri, havayı koklayıp karşı çıkan olmazsa iki ileri hamlelerle test ettiği, denetimi olmayan kontrolsüz bir şey mi ki bu İLERİ DEMOKRASİ? Kanadı kırık kuşun mahkumluğunda bir kafes demokrasisi âdeta. Oysa gerçekler hiç de öyle değil. Demokrasinin ne olduğunu en hafifinden Google amcaya sorayım da bu nasıl bir sistemmiş öğreneyim dedim di…
Diyor ki: ‘Halkın halk tarafından halk için yönetimidir.’
Allah Allah gerçek mi bu tanım? Valla aklım ermedi bu işe, şaşırdım doğrusu.
Haa bir de şöyle diyor: ‘Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimi.’
‘Özgürce seçtiği hani tüm yurttaşların eşit sayıldığı’ bu güzelmiş de özgür yurttaşların olmadığı, yani kanatsız demokrasinin bireyleri neyi seçecek? Önüne getirileni(!) Ama ben şu:
‘Demokrasi eşitlik üzerine kurulmuş, özgürce, özgür iradeyle seçiliyormuş’ tanımını tuttum arkadaş. Google amca hakikate parmak basmış. Lakin bizde penguenler konusu tartışmalı. Yine de düşünmeliyiz.
Şimdi biz kiminle eşitiz peki?
İtibarlılarla mı?
Tasarruf eden yine halk, biziz halbuki ama işte itibarımız yok.
Tahakküm kimin elindeyse o mu ayarlıyor ki bu eşitliği?
Tartıyor mu?
Ölçüp biçiyor mu?
Okkası kaç çekiyor, ona mı bakıyorlar?
Vallahi bilmiyorum.
‘Demokrasi araçtır, amaç değil.’ demişlerdi ya geldiklerinde: O sözde güzel özde Penguen demokrasisi edilen uyduruk şey bir
manivala edilmiş kendilerine uygun hale getirilmiş olabilir mi? Kanatsızlık iyidir mi dediler.
Haa bir de LİMİTED ŞİRKET gibi yöneteceğiz ülkeyi diyorlardı. Ortaklığın ne hâle geldiği malum galiba ki:
Konkordato ilan ettiler herhâlde. Bölük pörçük şirketçiklere dönmüş alanı
Yönetemiyorlar mı icazet almadan?
Neyse ki yine de darbelerle sekteye uğratılan demokrasi kültürümüz var. Penguen darbeleri de yrni bir boyuta taşıdı bunu.
Her darbede belleğimizden silinip gittiği için, demokrasiye geçtik sanıyoruz. Çok şükür diyoruz da yukarıda Google amcadan arakladığım bu kavramı ressetliyor beynimizin demansa yatkın lopu. Uçmak bir yana unutuyoruz.
Hem de çok çabuk. Hafıza kaybımız enflasyonist. Birileri çıkıp: “Fikrimizi korkmadan rahatlıkla ifade edebileceğimiz bir alanı kaybetmemeliyiz. İnsani bir sistem olarak bildiğimiz demokrasiyi yaşatmalıyız. Göğe ulaşamasak da yürüyerek, emekliyerek yaşatmalıyız hukuk devletini.” dediğinde: “İfade özgürlüğümüz var mı?
Eleştirebiliyor muyuz? Korkuyoruz!” diyen birilerine rağmen, özgürlük bedelini isteyecektir. Kararlı davranacağız.
Bunu anlamak için nerelere bakmalıyız?
Silivri’ye mi? Mamak mı? Yasaklara mı? Baskılara mı? Tüm bunlar ibretlik. Şimdi ki baskı: Göz ile beynimize penguen belgeseli zorunluluğu izlencesi. Biz biliyoruz ki baskı kaybeder. Özgürlük kanadını yaratır. Evrim budur.
Darbe sonrası oluşan iktidarların çöküşünü gördüğümüz de ders yeter.
Demokrasi soslu, korkutulmuş ıspanak yatağında getirilen otokrat anlayış er ya da geç yıkılır.
İleri demokrasiyi(!) Tele1 ekranlarında görüyoruz.
Ne görüyorsunuz?
Buzulların beyaz ayısını geçin de: İki yana yalpalayarak yürüyen şirin mi şirin uçmaya uygun olmayan kanatsız penguenlerimiz baş rolde.
Yaşama adına övünç kaynağı onlar bizim için. Hangi koşullarda yaşamaya çalıştığımızı biliyoruz. Bu sistemle nasıl mücadele ederek ayakta kalabilecegimizi o penguenin yaşamından öğrenmeyeceğiz elbette. Öz savunma çabamıza örnek de olmayacak. İşte tam burada düzen bizim algılarımıza sunum yapıyor.
Penguenler kadar uzun uzun gösterilmiyor hayatta kalma mücadelemiz. Özet budur.
Oturdum seyrediyorum dikkatlice ilk yayına giren kayyum programını.
Varsa yoksa bozayı ve penguenler.
O zaman şöyle diyelim mi?
Penguenli Demokrasi(!) O penguenler kanatsız ve uçmuyorlar. Galiba bizden istenen de bu. Algılarımız yönetiliyor sanki. O penguenler karanlığı biliyorlar, zorluğu biliyorlar, yaşamayı öğrenmişler… Bize ders olsa olsa bunlar olur.
‘Ya hep beraber ya hiç birimiz’ diyerek ve demokrasinin kanatlarını takarak ilerleyeceğiz. Korkusuzca, dayanışma ile.
Tam da burada anlaştık!
Hadi o zaman kalın sağlıcakla.
Temiz toplum ,Şeffaf Devlet ,Kurallarıyla işleyen bir Demokrasi .
.REHBER ATATÜRK
Ülkemiz şu anda kuralsız yönetiliyor Tek adam ucube sisteminden Cumhuriyetin fabrika ayarlarına dönmek lazım.
Size katılıyorum Neşe hn tamda bize diretilen eleştiri sorgulama gösteri hakkı gibi kavramların kabul görmedim bir dönemi yaşıyoruz umut her zaman var sizler bızler gençlik umudumuzu kaybetmeden devam etmeliyiz rehberimiz Atatürk oldukça ilkeleri ilkemiz oldukça hep varolacağız sağlıcakla kalın